Günümüzde ticari savaşlarının başlanmasının en büyük sebeplerinden biri de Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi tahtını Amerika’dan almaya çalışması. Çin’in bu başarısının ardından yatan ise aslında tek kelimeyle özetlenebilir. O da ‘küreselleşme’. Küreselleşme ile oluşan dünya ülkelerinin birbirine yakınlaşması, ticaretin artması ve yatırımların kayması ile birlikte Çin ve Hindistan tarihinin en hızlı dönemlerini yaşadı.
PASTADAKİ PAY YÜZDE 2.2’DEN YÜZDE 20’YE ÇIKTI
1980’li yıllarda başlayan küreselleşmenin en büyük kazananı Çin oldu. Çin ekonomisi 1980’den bu yana tam 30 kat büyüdü. Aynı zamanda 1980’de Çin ekonomisinin küresel ekonomiden aldığı pay yüzde 2.2 iken şu anda neredeyse yüzde 20’ye kadar vardı. Aynı şekilde 1980’de yüzde 25 olan Amerika’nın payı yüzde 19’lara kadar geriledi. Aynı şekilde bundan 40 yıl önce Avrupa Birliği’nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 30’lar düzeyinde iken şu anda yüzde 18’lere kadar gerilemiş durumda. Yani Çin ve Hindistan gibi ülkeler küreselleşmenin de verdiği güçle Avrupa ve Amerika’nın dünya pastasından aldığı payı daralttı.
GELİRİ 70 YILDA 60 KAT ARTTI
Çin halkının kişi başına harcanabilir geliri ise son 70 yıl içinde 60 kattan daha fazla artış gösterdi. Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yayımlanan son rapora göre, 1949’da yaklaşık 49.7 yuan olan kişi başına harcanabilir gelir, 2018’de 28.200 yuan (yaklaşık 4.030 dolar) düzeyine ulaştı. Gelirde yaşanan bu artış, tüketim harcamalarında da sürekli artışlara yol açtı. Büro’nun verilerine göre; Çinli bir yurttaşın 1956’da 88.2 yuan olan kişi başına tüketim harcaması reel olarak 28.5 kat artarak 2018’de 19.853 yuan’a yükseldi.